Muhammed Hasani: Vatanımıza döndüğümüz o dokunaklı anlarda ağladık

Bu yıl Adige Cumhuriyeti, Vatana Dönüş Günü’nün 25. yıldönümünü kutluyor. 1 Ağustos tarihi, Kosovo’da yaşanan 1998’deki savaştan zarar görmüş etnik Çerkeslerin kitlesel olarak yerleştirilmesinin anısına Vatana Dönüş Günü olarak belirlendi. Bugün Cumhuriyette farklı ülkelerden yaklaşık 2 bin yurttaş yaşıyor. Kosova Çerkeslerinden Muhammed Hasani’nin ailesi, tarihi vatanlarına, Adigey’e dönmeye karar veren ilk kişiler arasındaydı.

Geri dönüşlerinden önce, kendi vatanlarından sürülmelerinin ve yabancı bir ülkede uzun bir süre savrulmalarının trajik bir hikayesi vardı. Kosova, Balkanlara yerleşen Çerkeslerin yaşadığı bir yerdi.

Uzun yıllar boyunca, onlara kardeş gibi olan Sırplarla barış ve dostluk içinde yaşıyorlar, birlikte çocuk yetiştiriyorlar, ekinleri topluyor ve onları barındıran ülkenin çıkarlarını koruyorlardı.

Muhammed Hasani, “Aynı zamanda, büyük büyükbabalarımız atalarının geleneklerini, kültürlerini ve en önemlisi vatanlarına olan sevgilerini korumayı başardılar” diyor.

Kosova’dan gelen ilk Çerkes grubu arasında, uçağın merdivenlerinden atalarının topraklarına nasıl indiğini iyi hatırlıyor :

“Yaşlı insanlarımız – ebeveynlerimiz ağlayarak diz çöktüler ve toprağı öptüler. Bu gün sonsuza dek hafızamızda kalacak. Kuşaklar boyu sürgün Çerkesler, çocuklarından, torunlarından veya torunlarının çocuklarından birinin vatanlarını görmeleri umuduyla yabancı bir ülkede doğup öldüler..”

Hasani, Yugoslavya – Donje Stanovce’de doğdu ve büyüdü. Liseyi orada bitirdi, ardından Ürdün İlahiyat Üniversitesi’nden mezun oldu. Arapça dahil yedi dili akıcı bir şekilde biliyor.

Muhamed Hasani, “Hatırlayabildiğim kadarıyla, ailemiz her zaman atalarımızın vatanından, Adigey’den bahsetti” dedi. “Büyükanne Hanguaş bize, torunlarına, gözlerinde yaşlarla bunu anlattı. Uzak, güzel bir diyar, karla kaplı zirveleri olan yüksek dağlar hakkında eski ninniler söyledi. Ve sürgün öncesi hayattan kalan antikaları dikkatlice sakladı. Metal bir tabaktı – meyve için bir tabak. Büyükannem bana bu tabağın bir zamanlar ailelerinin yaşadığı yerlerden büyükbabaları tarafından getirildiğini söyledi. Ailem, yakında olmasa da bir gün biz, onların çocukları yada torunlarının vatanımızda yer alacağımızdan bahsederlerdi. Ama taşınmaya karar vermek çok zordu. Kendi evimiz, yerleşik bir hayatımız vardı. Her şeyi bırakıp bir gecede nasıl ayrılabilirsiniz ? Aileme miras kalan en kıymetli şeyler arasında 1843 yılı tarihli iki Kur’an-ı Kerim kitabı vardı. Bizim için geçmiş, geçen yüzyıl ve bugünü birbirine bağlayan bir iplikti. ”

Ve kim bilir, belki de Yugoslavya’daki mevcut siyasi durum olmasaydı, vatanlarına dönme hayalleri gerçekleşmeyecekti. Birkaç genç erkek, köylerinden Adigey’e ilk gidenlerdi. Geri döndüklerinde, köyün tüm nüfusu Adigey’in nasıl bir yer olduğunu, insanların orada nasıl yaşadığını ve Kosova Çerkeslerinin bunca yıl sonra vatanlarına dönmelerinin mümkün olup olmadığını dinlemek için toplandı. Geri dönen köylülerin anlattıkları herkesi neşelendirdi. Hasani ailesinden, Muhammed’in ağabeyi Enes, Adıge Cumhuriyeti’ni ziyaret eti. Kısa süre sonra ailesiyle birlikte Adigey’e taşınmaya karar verdiler. Dahası, o sırada Muhammed’in babası 95 yaşındaydı, annesi 70 yaşın üzerindeydi … Taşınma konusundaki son karar, aile reisi Şahib Jeuw tarafından verilecekti.

Babam hemen gitmeyi kabul etmedi, uzun süre düşündü, köyün yaşlı sakinlerine danıştı, ama sonunda şöyle dedi: “Bu dünyada yaşamak için ne kadar sürem kaldı – sadece Yüce Allah biliyor, ama vatanımda yürümekten, şifalı bitkilerin aromasıyla dolu havayı solumaktan mutluluk duyardım. Orası benim vatanım ve beni bekliyor, biliyorum…”

Ona göre yol uzundu : önce otobüs, sonra uçak…

“Ama babam buna katlandı. Yüzü mutlulukla parlıyordu. Ve en yaşlı olarak, Krasnodar’a inen uçağın rampasında kıymetli bir hediye – bir ç’ak’o ( Çerkes kepeneği ) ve bir kalpak – sunulduğunda, gözyaşlarına boğuldu. Vatana ilk adımlarını atan babam şöyle dedi: “Hekouaner, geri döndüm…” O dokunaklı anlarda herkes ağladı: Hem Adigey’e gelen biz, hem de uzun zamandır bizi bekleyen ve bizi çok sıcak bir şekilde karşılayan herkes” diyor Muhammed.

Muhammed’in belirttiğine göre ilk başta, Mafekhabl köyü yeni inşa edilirken, Kosova Çerkesleri, eski bir anaokulu binasındaki Geri Dönüşçüler Uyum Evi’nde yaşıyorlardı.

” Mafekhabl köyündeki yeni bir evin anahtarları bize teslim edildiğinde, tüm ailemizin ve özellikle babamın büyük sevincini hatırlıyorum! İlk sonbaharda evin arkasına bir elma ağacı bahçesi oluşturduk. Şimdi babamın diktiği elma ağaçları çoktan büyüdü ve cömertçe meyve veriyorlar. Babam köyde bir de cami açılışında bulundu. Adıge Cumhuriyeti’ne hediye olarak, şu anda Ulusal Müze’de saklanan ailemiz için kıymeti olan eski tarihli Kur’an-ı Kerim’i verdi. Babam 2001 yılında vefat etti, ruhu atalarının topraklarında, Adıgey’de huzur buldu ” diyor Muhammed.

Muhammed, 2000 yılında kendi ailesini kurdu – Şovgen ilçesinden Zarema Kubova ile evlendi. Ailelerinde dört çocukları var. En büyük oğlu Muammer, Maykop Devlet Teknik Üniversitesi’nde okuyor ve yaz tatillerinde tamirci olarak çalışarak kendi kazancını sağlıyor. Kızı Selma, Maykop Tıp Okulu’nda okuyor, küçükler Janneta ve Esma, Proletarsky okulunda okuyorlar.

Bugüne kadar köyde 68 çocuk kendi vatanlarında dünyaya geldi. 2011 yılından bu yana Mafehabl yöneticisi olarak Muhammed’in ilgilenmesi gereken çok fazla mesele var :

Muhamned Hasani, “Birçok sorunun çözümünde, Adigey başkanı Murat Kumpilov, Maykop ilçesinin yönetimi, Kirovsky kırsal yerleşimi ve Geri Dönüşçüler Uyum Merkezi bize yardımcı oluyor” dedi. “Zaman ne kadar hızlı geçiyor ! Sadece dün, köyün ilk sakinleri olan bizler, yeni evimize taşınmamızı kutladık, yerleştik, ama o günden bu yana çeyrek yüzyıl geçti… Burada, Adigey’de, vatanımızı bulduk ve bu büyük bir mutluluk!

Valeriya Lomeşina

Kaynak : Советская Адыгея

Son Makaleler

spot_imgspot_img

İlgili Makaleler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

spot_imgspot_img