Adıge Cumhuriyetinde okuyan öğrencilerden Türkiye Çerkeslerine açık mektup

TÜRKİYE ÇERKES DİASPORASINA AÇIK MEKTUP

Başını görürken ayak izini arama! Adige Atasözü

İletişim ve çatışmanın nasıl dönüştüğüne tanıklık ettiğimiz bu dijital çağda bir grubun kendisine öcü ismi vererek provokatif bir dille çıkış yapma çabası çok da yadırganacak bir durum değildi. Ancak takip eden günler, bunun basit bir grubun basit bir dikkat çekme çabasından çok, toplumun değerlerine karşı tasarlanmış bir saldırı olduğunu dramatik bir biçimde ortaya koydu.

Açıklamaları yeni açıklamalar, imza kampanyalarını destek siteleri, canlı söyleşileri radyo programları takip etti. Ve nihayetinde “akademik” koruma kalkanı da beşinci koldan açık açık devreye girdi.

Gelişmelerin baş döndürücü hızı tasarlanan konsepti de açıkça ele veriyor zaten. Çok da dahiyane değil hatta sıradan, demode; Hayali bir düşman yarat, yalanlar üret, kitleyi kutuplaştır, hedefini bağlamından kopar, yeniden tanımla ve yok et.

Çok mu fantastik? Pshinelerimizi yakanlar, Wuig’i kaldıranlar, Hatiyakoyu derdest edip halayın başını tutanlar başka toplumların içinden çıkıp gelmediler. Dernekleri “komünist” yetiştirme merkezleri ilan edip halktan soyutlayanlar da, 21 Mayısların içini boşaltmaya uğraşanlar da bu milletin evlatları oldukları iddiasında idi. Tıpkı Çerkes diye bir kimliğin olmadığını ileri sürenler gibi. Bu liste uzar gider…

Biz önce size Xabze’nin ne olmadığını değil ne olduğunu söyleyelim. Burada yani Adigey’de Xabze bir hukuk devleti olarak Adige Cumhuriyeti Devlet Mekanizmasını ve Yasalarını tanımlar. Xase ise Adige Cumhuriyeti Parlamentosudur. Thamathe Parlamentoyu oluşturan milletvekilleri ve devlet mekanizmasını oluşturan birimlerin tepe yöneticileridir. Ki cinsiyet ayrımı olmaksızın bu yöneticiler Thamathe olarak nitelenir.

Kadim Xabze ve Xabze’nin tanımladığı kavramlar konseptinin bir bölümü geçirdiği tarihsel aşamaların sonunda Adige Cumhuriyeti’nde bu şekilde kurumsallaşmıştır.

Adige Xabze, tarih boyunca Adigelerin özgün hayat görüşleriyle ifade bulan yasalarıdır. Göreceli olarak ağır bir öğreti, katı bir disiplindir. Düşünce sistemini ve felsefesini anlayabilmek yabancı gözler için oldukça zordur. Öznesi bireydir, insani ve ahlaki olarak mükemmelleşmenin yolunu arar. Onur, şeref, adalet, cesaret, dürüstlük, nezaket, sadakat, tevazu gibi ahlaki değerleri içselleştiren bireyin kendinden başlayarak tüm insanlara, canlılara ve doğaya gösterdiği saygı, içselleştirilmiş özün dışavurumudur.

Birey egosunu yönetebilmeli, yaradılışından gelen zaaflarını ve nefsini yok etmeli, maneviyatı, özgüveni, erdemi ve taşıdığı kendine has özellikleri ile toplumda ait olduğu yerini almalıdır. Henüz bebekken özüyle tanıştığı Xabze bireyin yaşamla kurduğu bağı ve tüm ilişkilerini tanımlar. Adiyaga, Xabze değerlerini içselleştirme, prensiplerine uyma ve kurallarını uygulama ölçüsüdür. Bu ölçü bireyin yaşamı süresince onu denetler, yaşı ilerledikçe kendine, ailesine ve topluma karşı değişen sorumluluklarıyla beraber sürekli öğrenmek ve kendini geliştirmek zorunda bırakır. Atasözünün bize hatırlattığı gibi; Xabzer guşemre benımre azfagu delh ğesenığer arı – Xabze beşik ile mezar arasındaki eğitimdir.

Günümüzde öğretisini geçmiş yüzyıllardaki metotlarla yeni nesillere aktarmak oldukça zordur. Özellikle erkek çocukların eğitiminde Pur (Atalık) gibi metotları uygulamak nerdeyse imkânsız hale gelmiştir. Büyükşehir ve metropollerin dizayn ettiği yaşam tarzı yüzlerce yıl çocukların bire bir eğitiminde en düşük rolü üstlenmiş olan babalık kurumuna çok daha farklı bir rol biçmektedir. En büyük rolü üstlenmiş olan annelerimizin ve kadınlarımızın sorumluluğunu ise kat be kat artırmaktadır.

Ne kaldı ki neyi aktaracağız? Bizi biz yapan değerlerdir halen geride kalan! Bizi farklı kılan, kimliğimizi oluşturan! Kimi zaman bir çocuğun bilinç altında ne ifade ettiğini bilmeden sadece büyüklerimizden görerek tekrar ettiğimiz bir oyun, bir ninni, bir öğüt, bir duruş, bir anlatı, kullandığımız bir tümce görünürde küçücük… Farklı coğrafyalarda farklı kaderlere sahip olmuş bir halkın dağılmış parçalarındaki bütünlük!

Xabze’nin özü, değerleri ve amacı değişmez. Kullandığı araçlar ve yöntemdir değişime açık olan. Günümüzde nasıl uygulanabildiği, kimin ne kadar edindiği, ne kadar aktarabileceği, deforme edilen yönleri, içinde yaşadığımız çağın dinamikleri bağlamında varlığını sürdürüp sürdüremeyeceği, yeni küresel ve ekonomik sistemlerin karşısında Çerkeslerin varoluşsal meydan okumalarının temelini oluşturup oluşturamayacağı ne yazık ki bu yazının konusu değildir.

Bu satırların kaleme alınmasına sebep olanların niyeti, ortaya sürdükleri ‘’akademisyenler’’ üzerinden geliştirdikleri tanımlarla kendini açığa vurmaktadır. Xabze onlara göre ‘’görenektir’’. Primitif yani ilkel, bugün için hiçbir geçerliliği kalmamış görenekler silsilesi. Yine onlara gore, Çerkesler etnosentirist yani etnik merkezcidir. Dernekler de bu etnosentiristlerin bir araya gelip kendilerini tatmin ettikleri mekânlardır. Ve yine onlara gore, Çerkes kadını baskı altındadır, bu baskıyı içselleştirmiştir ve çevresinde olup bitenin farkında değildir, hayal aleminde yaşayan bir zavallıdır.

Tüm bunları kendi kaleme aldıkları ya da katkı koydukları satırlardan okuyabilir, internet üzerinden bıçkın aktivistlerin sunumunu yaptıkları radyo programlarında kendi ağızlarından dinleyebilirsiniz. Meydanı boş bulmuş kibrin verdiği cesaretle kurulan, alaycı dilden çıkan, tartışmaya bile gereksiz nicelerini de.

Kavramları yabancı dillerdeki telaffuzunu birebir ayni şekliyle kullanmanın, dili bunlarla süsleyerek bir parça anlaşılmaz kılmanın kendisine bir şeyler kattığını düşünen beyinler var halen günümüzde. Daha ‘’aydın’’ daha ‘’akademisyen’’ daha ‘’araştırmacı’’ daha ‘’aktivist’’ daha ve ‘’sair’’.

Peki son günlerde önümüze konan kavramlar da bu masumane ikircikli psikolojinin ürünleri mi? Örneğin, Etnosentrizm. Süper sosyolojik tümevarım örnekleriyle ulaştıkları Çerkeslerin ‘’etnosentrist’’ olduğu sonucunun bizi nereye götüreceği, sorunsalın en can alıcı noktasıdır.

Etnosentrizm yani etnik merkezcilik; kişinin başka kültürleri, referans aldığı kendi kültürünün standartları içerisinde değerlendirerek kendini ve kültürünü üstünleştirme, başka kültürleri küçümseme ve aşağılama yönünde hareket etmesidir. Eylem bununla da sınırlı kalmaz. Gasp, yağma, terör, soykırım gibi suçlara kadar uzanır. Faşizmin yaşam bulduğu iklimdir.

Çerkeslerin bu yaftalamayla, azınlık durumunda yaşadığı topraklarda gösterdikleri ve gösterecekleri varoluşsal reflekslerin nereye tekabül ettirileceğini, uluslararası arenada her sesini duyurmaya kalktıklarında karşı karşıya kalacakları ön yargıları buyurun tahayyül edin. İşte bu etnosentiristlerin kendilerini tatmin etmek için bir araya geldikleri mekanlar olarak tanımlanan derneklerimizin onlarca yıldır yaslandıkları temelin nasıl sarsılacağını da. Diğer taraftan dernekler halkına yeniden yabancılaşacaktır. Çünkü etnik merkezcilik bağnazdır, doğal olarak bağnazlardan oluşan ortamlarda taciz gibi gayri ahlaki davranışlar kaçınılmazdır!

Bu noktada aydının sorumluluğunu, akademisyen-bilim insaninin ilkelerini, aktivistin amacını tartışabilecek durumda değiliz. Karşımızda da kendilerini böyle tanımlanmaktan başka hasletlere sahip kimseler yok.

Bir aktivist düşünün; amaç bilincini açıkça ortaya koyamayan, halkının tepkilerini eyleme dönüştürmek yerine dışarıdan içeriye doğru kurulan bir dille halkına ait olmayan her ne varsa ukalaca kabul ettirme uğraşı veren. Bir akademisyen düşünün; Xabze’nin ne olup ne olmadığına karar veren, bağlamından kopararak yeniden tanımlayan ve bu tanımı dikte eden ama Adige Bayrağının resmi olarak dalgalandığı topraklarda bunun ne anlama geldiğini bile bilmeyen. Akademisyenler düşünün; grup kimliğiyle hareket eden, etraflarında olup bitenin farkında bile olmadan sürü psikolojisiyle imzalarını, isimlerini, benliklerini teslim eden.

Biz bu mizanseni yıllar önce ‘’Biz Çerkesler Ermeni soykırımıyla yüzleşmeliyiz’’ saçmalığı ortaya atıldığında da gördük. Farklı şehirlerde farklı mekanlarda ama aynı anda aynı sloganlarla ortaya çıktılar. Senaryo farklı ama figüranlar yine aynıydı…

Bugün ortaya sürülen kadın hakları konusu, hazırlanan bu tehlikeli konseptin provakatif girizgâhı, sunusudur. Gerçeklikten kopmuş hayal aleminde yaşayan zavallılar temelinde Çerkes kadınını hedef alan kümeye Çerkes kadınları adına cevap vermek bizim haddimize değildir. Çerkes kadını tüm bunlara cevap verebilecek akla, kuvvete ve kudrete sahiptir. Cevaplarını da vermektedirler. İhtiyaç duydukları zaman bizlerin nerede duracağını da gayet iyi bilmektedirler. Xabze’nin bize öğrettiği gibi; Annelerimizin sözleri bizler için emir, Çerkes Kadınlarının ve Adiga Pshashelerinin isteklerini yerine getirmek bizler için onurdur.

Sistematik taciz, tecavüz ve sair birbirinden çirkin iddiaları ortaya atanlar bu iddiaları ispatlanana kadar kendilerini zan altına almışlardır. Destekçileri ve en başta araştırmacı, akademisyen kimliğiyle koruma kalkanı olmaya uğraşanlar bu saatten sonra bu iddiaları ispat etmek ve ettirmekle mükelleftir. Aksi takdirde ömürlerinin sonuna kadar bu ayıpla yaşayacaklardır! Bu toplumun kolektif hafızası tahmin edilenden çok daha güçlüdür.

Geldiğimiz noktada bu toplumu oluşturan her birey ortadaki oyunun basit bir provokasyon olmadığını anlamalı ve buna göre pozisyonunu alarak öncelikle kendine yakıştığı şekliyle iradesini ortaya koymalıdır. Özellikle namlunun ucundaki hedeflerden birisi olan derneklerimizin yöneticileri sorumluluklarının gereğini yerine getirmeli ve artık harekete geçmelidir.

Tercih sizlerin;

Köşenizde oturarak elinde çuvaldız olduğunu iddia eden birilerinin bu halkı arkadan bıçaklamasına müsaade mi edeceksiniz?

Bizim müsaade etmeye hiç de niyetimiz yok!

BZERE, XABZERE, XEKURE !

Adige Cumhuriyeti’nde eğitimini sürdüren Türkiyeli Çerkes öğrenciler ve Mezunlar adına.

Mafewud Şamil Uyanık

Maushe Hüseyin Ulamlı

Şhabe Talha Atasoy

Wotah Davut Kankanat

Hopaşej Cantek Ayan

Mamget Aziz Arslan

Mamget Salihcan Arslan

Şakumde Gufit Ataseven

Tlişe Şamil Kanşat

Tsey Alican Eser

Wunejuko Ahmet Koç

Wunejuko Selim Koç

Yediç Guşav Uzun

Yemzah Ali İhsan Aras

Yemzağ Aslanbek Turan

Kaynak Mafewud Şamil : https://www.facebook.com/story.php?story_fbid=3654019244666191&id=100001744555915&sfnsn=scwspmo

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Exit mobile version