Kabardey-Balkarya Cumhuriyeti Milliyetler Bakanı, Nalçik’teki yürüyüşe katılanların gözaltına alınması konusunun cumhurbaşkanının yetki alanına girmediğini ve mahkemede çözülmesi gerektiğini söyledi.
İnsan hakları aktivistlerine göre ise tutuklama siyasi bir karar olduğu ve Kazbek Kokov’un müdahale etmek zorunda kaldığını bildiriyor.
Kafkas Savaşı’nın (E.N.*) 161. yıldönümü vesilesiyle Çerkes bayraklarıyla düzenlenen yürüyüş sırasında Nalçik’te en az sekiz kişi gözaltına alındı. Bu kişiler, izinsiz eyleme katılmak ve trafiği engellemek suçlamasıyla üç ila on gün arasında idari gözaltı cezasına çarptırıldı. Tutuklanan sekiz kişiden tek kadın olan Marina Kalmıkova, üç günlük gözaltının ardından 25 Mayıs’ta serbest bırakıldı. Hüseyin Gugov, Zuber Yeuaz, Timur Nahuşev, Kazbek Mamikov ve Bashir Yerokov 27 Mayıs’ta serbest bırakılırken, İdar Tsipinov ve Beslan Gedgafov gözaltında kaldı. Timur Nahuşev ve Zuber Yeuaz, Nalçik Şehir Mahkemesi’nin kararına itiraz ettiler, mahkeme tutukluluk sürelerini bir gün kısalttı.
Kabardey-Balkarya İnsan Hakları Merkezi, 21 Mayıs 2025’teki yürüyüşe katılanların gözaltına alınmasıyla ilgili toplu bir çağrıya yanıt aldı. Kabardey-Balkarya Cumhuriyeti Milliyetler ve Kamu Projeleri Bakanı Anzor Kuraşinov, bu konunun cumhurbaşkanının yetkisi dahilinde olmadığını ve yalnızca idari yargı sürecinde çözülmesi gerektiğini belirterek, sorunu bir vakaya indirgeyerek – birkaç ihlalcinin tutuklanması – dedi. İnsan hakları merkezi başkanı Valeri Hatıjıko, insan hakları aktivistlerinin bakanın bu pozisyonuna katılmadığını söyledi :
”Geleneksel güzergâhta kortejin engellenmesi ve ardından sekiz katılımcının gözaltına alınması, toplumsal ve siyasi süreçler bağlamında daha geniş bir yaklaşım gerektirmektedir. Bu yaklaşımda, vatandaşların anayasal hak ve özgürlüklerinin temel garantörü olan cumhurbaşkanı da yer almalıdır. Toplumda, (herhangi bir bahaneyle) tam da bu yas töreninin yapılmasını engelleme kararının yerel yönetimler tarafından alındığı ve alınmaya devam edildiği konusunda hiçbir şüphe yoktur. Bu durum, kültürel ve tarihi alana siyasi müdahale olduğunu gösterir ve toplum tarafından haklı olarak, çerkeslerin tarihi hafızasını unutma ve kültürel kimliğini küçümseme girişimi olarak algılanmakta ve ayrımcılık hissi uyandırarak sosyal gerilimi artırmaktadır. İdari kaynakların kullanılması ve yürüyüş katılımcılarının takip edilmesi gibi olaylar, yalnızca halkın hoşnutsuzluğunun artmasına ve iktidara olan güvenin sarsılmasına neden olmaktadır”
İnsan hakları aktivisti, “Cumhurbaşkanının, bizi ne kadar ikna etmeye çalışırlarsa çalışsınlar, mevcut duruma etkin bir şekilde müdahale etmek ve yasal alanda çözülmesini sağlamak için gerekli olan çok çeşitli yetkilere sahip olduğunu” belirtti. Hatıjıko’ya göre Cumhuriyetin en yetkili makamının barışçıl geçit törenine katılanların tutuklanmasına ilişkin siyasi bir değerlendirmeden kaçınma girişimi “Kabardey-Balkarya Cumhuriyeti Anayasası’nın ana garantörü olarak kendisine olan güveni zedeliyor ve devletimizin fikrini tehlikeye atıyor.”
E.N.* : Resmi söylem olan “Kafkas Savaşı” ifadesi, Rusya’nın 19. yüzyılda Kafkasya’da yürüttüğü savaşı ifade eder. Çerkes tarihçiler resmi söylemin aksine Rus-Çerkes yada Rusya-Çerkesya savaşı ifadesini kullanmaktadır.
Kaynak : Кавказский узел