Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kırım’ın Ukrayna’ya iadesini talep etmesi Moskova’da tepki yarattı ve tarihsel hatırlatmalar yapılmasına yok açtı.
Erdoğan, geçen hafta Dördüncü Kırım Platformu Liderler Zirvesi’ne gönderdiği video mesajda, “Türkiye’nin ilk günden beri karşı çıktığı ve tanımadığı Kırım’ın ilhakı yaşanan acıları daha da derinleştirmiştir. Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve bağımsızlığına verdiğimiz destek bakidir. Kırım’ın Ukrayna’ya iadesi uluslararası hukukun bir gereğidir” demişti.
Açıklamaya ilk resmi tepkiyi veren Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, iki ülkenin Kırım konusunda tamamen farklı görüşte olduklarını belirtti ve “Bu konu Türkiye ile görüşlerimizin tamamen ayrıştığı bir anlaşmazlık noktasıdır. Türk dostlarımıza bu konudaki tutumumuzu anlatmayı sürdüreceğiz” dedi.
Peskov’un nispeten ılımlı bir dil kullanarak gerilimi tırmandırmaktan kaçınmasına rağmen politikacılar daha sert açıklamalar yaptı.
Gazeta.ru haber portalinin konuyla ilgili sorularını yanıtlayan Parlamento Uluslararası İlişkiler Komisyonu üyesi Dmitriy Kuznetsov, Ankara’nın Osmanlı ve Rus imparatorlukları arasında 1774 yılında imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması’na uyması gerektiğini söyledi. Kuznetsov, “Müzakereci tüm taraflarca sevilmeli ve onaylanmalıdır. Anlaşılan Türk lider bu kurala uymaya çalışıyor. Bakalım nasıl sonuçlanacak? Küçük Kaynarca’ya göre Kırım’ın üçüncü bir tarafa devredilmesi imkansızdır. Bu konuda Erdoğan’ın yorumunu duymak güzel olurdu” dedi.
1768-1774 yılları arasındaki Osmanlı-Rus Savaşı’nı sona erdiren Küçük Kaynarca Anlaşması Osmanlı İmparatorluğu için ağır bir yenilgi anlamına geliyordu. 21 Temmuz 1774 tarihinde imzalanan anlaşmayla Kırım müstakil bir hanlığa dönüştü ve Osmanlı tarihinde ilk kez tazminat ödedi.
Aynı siteye konuşan Parlamento Uluslararası İlişkiler Komisyonu’nun başka bir üyesi Dmitriy Belik de, Erdoğan’ın Kırım açıklamasının Türkiye’nin BRICS’e katılma arzusuyla çeliştiğini ve Türk liderinin barışı koruma girişimlerine gölge düşürdüğünü öne sürdü. Belik, “Erdoğan’ın Rusya ile NATO arasında denge kurma arzusu ve İttifak’la yıllardır üyeliği bekleyen Ukrayna arasında köprü olmak istemesi bu tür açıklamalara yol açıyor. Erdoğan’ın açıklaması Batı’yla oyun oynamaktır ama bu gerçeği değiştirmeyecektir: Kırım Rusya’nındı, Rusya’nındır ve öyle kalmaya devam edecek” dedi.
Kırım Devlet Konseyi Milletevkili Sergey Tsekov ise news.ru haber sitesine, Rusya ve vatandaşlarının Türkiye yönetiminin Kırım konusundaki tutumunu umursamadığını söyledi. Tsekov, “Erdoğan ve Türk yönetimi ilk kez bu tür açıklamalar yapmıyor. Biz Kırımlılar ve Rusya Federasyonu’nun diğer vatandaşları bunları sakin bir şekilde karşılıyoruz. Türkiye Kırım’ı tanımıyor, tanımasın. Önemli olan Rusya’nın, Kırım’ın ve Kırımlıların tanıması. Kırımlıların ezici çoğunluğu Kırım’ı Rusya’nın bir parçası, kendilerini de Rusya Federasyonu vatandaşı olarak görüyor” diye konuştu.
Abzats haber portaline Erdoğan’ın açıklamasını yorumlayan siyaset bilimci Ruslan Pankratov, bu sözlerin sadece Ukrayna ve Batı’yı memnun edecek ifadeler olduğunu savundu.
Kommersant FM Radyosu siyasi yorumcusu Dmitriy Drize ise, Erdoğan’ın bu açıklamasıyla Ukrayna sorununun çözümü için arabulucu olma şansını kaybettiğini öne sürdü. Drize, “Erdoğan’ın politikaları giderek daha fazla soru işareti doğuruyor. Sonuçta Erdoğan kiminle birlikte? Batı’yla mı, Doğu’yla mı, Küresel Güney’le mi, yoksa kendisiyle mi?” diye sordu.
Kaynak : Medya Günlüğü