Gün batımına doğru, gölgeler uzadığında, Ali-Berduko köyünün ana caddesi boyunca kederli bir sütun uzanıyordu.
Önde, yas içinde eğilmiş, birliğin sembolü olan ve o gün bir hüzün bayrağına dönüşen Çerkes bayrağını taşınyordu.
Ulusal giysiler içindeki insanlar, tarihin canlı bir timsali gibi, köy sakinlerin kalplerinde ortak kedere ait olma duygusunu uyandırarak geçip gittiler.
Ellerinde, anıtın dibinde birliklerini yeniden kazanacak olan bir zamanların farklı Çerkes boylarının isimleri saygıyla duruyordu.
İlçe kültür müdürlüğü, görevlerine sadık kalarak, her yıl öğretmenlerin desteğiyle gençleri kendi halklarının tarihini öğrenme yolunda yönlendiriyor ve bu kortejin ruhunu oluşturuyor.
Rus – Kafkas Savaşı kurbanlarının anısına dikilen anıtın dibinde, trajik olayların 161. yıldönümüne adanmış “Hafızanın Sönmeyen Ateşi..” temalı bir gece düzenlendi.
Çerkeslerin yaşlı ve genç kuşaklarının atalarının anısını birlikte yad ettiklerini görmek yürekleri ısıttı.
Genç bir Çerkes’in elinde yanan ve umudun sonsuz alevini simgeleyen meşaleyle, halkın yeniden doğuşunun sembolü olan kutsal ocağı aydınlattı.
Bu gün sadece geçmişe bir övgü değil, aynı zamanda her yaşamın değerinin, milliyetleri ne olursa olsun insanlar arasında barış ve uyumun öneminin bir hatırlatıcısıdır.
Gün batımının altın rengiyle aydınlanan yamaçta 12 yıldız ve üç ok parlıyor.
Çerkes bayrağı ay ışığında görkemli bir şekilde dalgalanıyor.
Sessiz bir keder içinde donmuş olan anıt kompleksi, atalarının anısını onurlandırmak için gelen herkesi kabul etmeye hazır.
