Rusya genelinde anadilinin eğitim sistemindeki geleceği tartışılmaya devam ediyor. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onaylanan yeni okul müfredatı, ulusal cumhuriyetlerde endişeyle karşılandı. Anadillerin öğrenimi artık tamamen isteğe bağlı hale getirildi ve zorunlu ders programlarından çıkarıldı. Bu değişikliğin kültürel çeşitliliğin ve anadillerin korunması üzerindeki etkileri masaya yatırıldı.
Rusya’da federal hükümet, ülke genelinde ortaokullarda hangi derslerin zorunlu olarak okutulacağını belirliyor. Her ulusal cumhuriyet ise kendi anadilinin ve edebiyatının eğitimini düzenleme yetkisine sahip. Örneğin, daha önce Çeçenistan’da anadili eğitiminin zorunlu olması, 2004 yılında Anayasa Mahkemesi tarafından onaylandığı için federal normlara aykırı değildi. Bu, diğer ulusal cumhuriyetler için de geçerliydi.
Yeni Müfredat Ne Getiriyor?
Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2026-2027 eğitim yılı için önerdiği plana göre, “Anadili” ve “Anadili Edebiyatı” dersleri, zorunlu dersler listesinden çıkarılarak, sadece “ebeveynlerin başvurusu üzerine” seçmeli ders olarak okutulacak. Bu kararın aksine, “Vatanın Güvenliği ve Savunmasının Temelleri” ve “Rusya’nın Manevi ve Ahlaki Kültürü” gibi dersler zorunlu müfredata dahil ediliyor.
Naurskiy bölgesindeki bir okulda Çeçen dili öğretmenliği yapan bir eğitmen, eskiden anadili ve edebiyatının zorunlu olduğunu, sadece aslen Çeçen olmayanlar için istisna yapıldığını ve hatta göçmen çocuklarının bile bu haktan yararlanmadığını belirtti.
“Modern Rusya’nın Politikası, Emperyalizmin Devamıdır”
Öğretmen, okullarında Çeçen dili için haftalık üç saat, edebiyatı için ise iki saat ayrıldığını, ancak yeni düzenlemelerle bu sürenin toplamda bir saat azaldığını söyledi. Ancak Milli Eğitim Bakanlığı’nın son talimatlarının çok daha büyük zararlar verebileceğini de ekledi. Çeçenistan Eğitim Bakanı, anadili eğitimine ayrılan sürenin bu yıldan itibaren haftada sadece bir saate düşürüldüğünü ve bu saatin de ders dışı etkinlik olarak planlandığını duyurdu. Ancak, Bakan Yardımcısı İlyas Taayev, daha sonra kafa karıştırıcı bir açıklama yaparak, bir saatin ders dışı etkinliğe, bir saatin ise “hacim olarak” kaydırıldığını belirtti ve toplam saat sayısını açıklamadı.
Bu yeni kuralların diğer Kuzey Kafkasya cumhuriyetlerinde de sorunlara yol açacağı düşünülüyor. Örneğin, Karaçay-Çerkesya, Kabardey-Balkarya ve Adıgey’de, sınıflar en az iki anadil arasından seçim yapmak zorunda kalacak.
“Vatan, Anadilini Bilmeni İstemiyor”
Jamestown Vakfı’ndan araştırmacı Paul Goble, yeni planın, Putin’in 2018’de Rus olmayan dillerin öğreniminin isteğe bağlı olması yönündeki açıklamasının son adımı olduğunu belirtiyor. Bu yaklaşımın, anadillerini öğrenen ve kullanan yerli halk sayısını daha da azaltacağını öngörüyor.
Goble’un bu görüşüne katılan Circassian Media projesinin yazarı ve Gürcistan’daki Çerkes diasporası aktivisti Aydamir Kazanoko, anadilin zorunlu dersler listesinde yer almamasının sürpriz olmadığını, bunun ulusal dilleri eğitimden dışlama politikasının bir devamı olduğunu söylüyor. Kazanoko, zorunlu listeye “Vatanın Güvenliği ve Savunmasının Temelleri” gibi derslerin alınmasının sembolik bir anlam taşıdığını belirtiyor: “Vatan, kendi dilini öğrenmeni istemiyor ama onu savunmanı zorunlu kılıyor.”
“Birleşik Çerkesya Konseyi” Geçici Başkanı Kase Kik, bu durumu ulusal kimliği ve belleği yok etmeye yönelik bir politika olarak değerlendiriyor. Kik, “Modern Rusya’nın politikası, emperyalizmin devamıdır. Biz onlar için her zaman harcanabilir bir kaynak olduk ve olmaya devam ediyoruz” dedi.
Augusta Üniversitesi Siyaset Bilimi Doçenti Valeriy Dzutsati ise Rusya’nın, Sovyetler Birliği benzeri bir yapıyı yeniden kuramayacağından emin olduktan sonra kalan azınlıkları baskı altına alacağını düşünüyor. Dzutsati, “Rus otoriteleri, azınlıklara istediklerini yapabileceklerini ve bunun bedelini ödemeyeceklerini hayal ediyorlar. Ancak Rus milliyetçiliğinin aşırı biçimleri, diğer halkların milliyetçiliğinin yükselmesine yol açabilir ve bunun neye dönüşeceğini tahmin etmek zor” yorumunu yaptı.
Kaynak : Кавказ.Реалии