Koceberdıko Muhammed, Şapsığ müfrezelerinin liderlerinden biriydi. Gençliği memleketi için savaşarak geçti. Ailenin tek erkek çocuğu olan Muhammed’in 7 de kız kardeşi vardı. Muhammed’in yaşadığı dönemin sert gerçekleri evliliği düşünmesine izin vermiyordu. Muhammed’in kız kardeşleri, geleneğe uyarak, tek erkek kardeşleri evlenene kadar evlenmek istemediler.
Kızlarının kaderi hakkında endişelenen Muhammed’in babası, oğlunun arkadaşlarına şöyle seslendi: “Varissiz kalmaktan korkuyorum. Oğluma evlenmesi için talimat verdiğimi söyleyin.”
Bunu duyan Muhammed, “Savaş devam ediyor, evlenecek zamanım var mı? Kaderimde ne yazılı olduğunu ancak Allah bilir. Kimin kızını dul bırakayım?” der. Muhammed’in arkadaşları, kız kardeşleri ve annesi ısrar etmeye devam ettiler. Muhammed biraz düşündükten sonra, kız kardeşlerinin mutluluğuna engel olmaması gerektiğine karar verdi, annesi ve babası da bundan memnun olacaktı.
Ünlü savaşçı, Kaziy’lerin kızı güzel Hanife ile evlenmeye karar verdi. Hanife tüm Şapsığ bölgesinde tanınıyor ve birçok erkek onu eş olarak almayı hayal ediyordu. Hanife namusuyla, bilgeliğiyle ve güzelliğiyle ünlüydü. Babası ve erkek kardeşi savaşta ölmüştü ve o yaşlı annesiyle yaşıyordu.
Hanife tüm taliplilerini hep aynı sözlerle reddetti: “Düşmanı memleketinden kov, sonra evlenmeyi düşün”.
Şansını denemeye karar veren Muhammed atını eyerledi ve Hanife’nin yaşadığı köye gitti. Daha eve girer girmez Hanife elinde bir sofra dolusu yiyecekle içeri girdi. Daha önce hiç karşılaşmamış olan ünlü savaşçı ve Şapsığ güzeli birbirlerini hemen tanıdılar. Muhammed kızın güzelliğinden etkilendi.
Hanife kapıda sessizce durdu, misafirin ne söyleyeceğini duymayı bekledi.
- – Evinizin ocağı hiç sönmesin!
- – Allah razı olsun. Yüce Allah evimize gelişini hayırlı kılsın Muhammed. Yolda bir şeyler ye.
Hanife bu sözlerden sonra salondan ayrıldı. Atı besledikten sonra masaya yiyecek getirmek için geri döndü. Muhammed ona ikramı için teşekkür etti ve biraz düşündükten sonra şöyle dedi :- – Daha önceki taliplerine ne cevaplar verdiğini duydum ama ben de şansımı denemeye karar verdim. Eğer beni reddederseniz, kin tutmayacağım.
- – Senin hakkında sadece iyi şeyler duydum, Muhammed. Ama böyle bir adamın böyle bir zamanda kendine eş arayacağını hiç düşünmemiştim.
- – Annem babam yaşlandı, kız kardeşlerim beni beklemeden evlenmek istemiyorlar. Ailemi devam ettirecek bir erkek kardeşim yok.
- – Eğer Şapsığ savaşçıları kendine eş ararsa, bizi düşmandan kim koruyacak?
- – Eğer Şapsığ kızları evlenmeyi bırakırsa, bu savaşçıları kim doğuracak?
- Kız bir an düşündü ve
- – Anneme danışayım, dedi.
Bir süre sonra Hanife döndü ve başını eğerek şöyle dedi:
- – Annem böyle bir damattan memnun olacak, ben de öyle… Bir kızın uzun süre evlenmeden kalması iyi değil, ama bir şartım var.
- – Ne şartı?
- – Bir kızın mehirsiz evlenmesi doğru değil.
- – Ne tür bir bedel istiyorsun ? Onu annene vermek benim görevim.
- – Çarın bir sürü topu var, ama Şapsığ savaşçıların hiç yok. Düşmandan bir top al ve benim avluma getir. Ondan sonra aracılarınızı gönderebilirsiniz. Üzülme ve wuase (düğün hediyesi) zamana uygundur.
Bu cevap Muhammed’i çok memnun etti ve kızın bilgeliğine bir kez daha hayran kaldı.
- – Top senin avlunda olacak. Her şey gönlünce olsun.
Muhammed adamlarının yanına döndü ve onlara Hanife’nin istediği düğün hediyesini anlattı. Muhammed’in en iyi arkadaşları onun önderliğinde toplandılar ve gece karanlığında kalelerden birine saldırdılar. Tek bir kurşun bile atamadan muhafızları kurşuna dizen bölük, bir topu öküzlere bağladı ve gülleleri bir arabaya yükleyerek ganimet olarak götürdü.
Birkaç gün sonra top Hanife’nin avlusuna bırakıldı. Sözünü tutan Hanife, aracıların kendilerine gönderilmesine izin verdi. Taraflar nikahlanarak düğün günü üzerinde anlaştılar.
Düğünden bir hafta önce Muhammed, Cubga ( Жъыубгъу – Jıvubğu ) yakınlarında bir savaşa katılır ve burada ağır bir yara alır.
Muhammed’in arkadaşları onu evine getirir ve Hanife’ye bir haberci gönderirler. Acı haberi duyan Hanife, Muhammed’in evine gelir.
Kurşun vücuduna saplanmıştı ve onu çıkarmak çok zordu. Muhammed çok kan kabetti. Şifacılar kurşunu çıkarmaya karar verirler, bu da Şapsığ kahramanın kanamasının artmasına neden olur.
Kocasının fazla yaşamayacağını anlayan Hanife, ailesine şu sözlerle seslendi: “Sevgili Guaşe-Thamate, kocamın bu dünyada geçirecek fazla zamanı kalmamış olabilir, ama en azından bir gün birlikte yaşamak istiyorum. Akrabalar ve şifacılar onu bir günlüğüne bana bıraksınlar”.
Hanife bütün gün yaralı kocasının yarasıyla ilgilendi ve gece onu bedeniyle ısıttı. Ertesi gün ise cesur Muhammed’in ruhu bedenini terk etti.
Yas günleri geçti ve Hanife, Muhammed’in ailesine, kendi annesinin evine gitmesine izin vermeleri için yalvardı. Hanife’nin yaşlı annesinin gözyaşları içinde yapayalnız olduğunu bildikleri için izin verdiler.
Kaziylerin kızı baba evine vardığında annesini ağır hasta olarak buldu. “Ben senden memnunum kızım. Sadık yolundan dönme” dedi ve annesi de vefat etti.
Birkaç ay sonra Hanife köyden kayboldu, ev kilitliydi ve kimse ona ne olduğunu bilmiyordu.
Bir gün, Muhammed’in daha önce komuta ettiği müfrezede genç bir çocuk ortaya çıktı. Ekibin şaşkın lideri ona ne istediğini sordu. Çocuk, Muhammed’in intikamını almak için birliğe katılmak istediğini söyledi.
Çocuk sessizdi ama çok cesurdu.
Birlik hangi sefere ya da baskına katılırsa katılsın, bu delikanlı deneyimli savaşçıları bile sevindiren büyük bir kahramanlık gösterirdi. Bölükten biri yaralandığında, yaraları ustalıkla sararak tedavi etti.
Dagomıs (Тыгъэ мыпс – Tığe mıps) yakınlarındaki sıcak savaşlardan birinde genç adam ağır yaralandı. Arkadaşları onu ancak ölmeden önce taşıyabildiler. Arkadaşlarından biri cesur genç adamın başlığını çıkardı ve ancak o zaman herkes uzun siyah saçları fark etti.
Birliğin şaşkınlığının sınırı yoktu – karşılarında genç bir kız vardı. Savaşçılardan biri kızın boynunda asılı olan muskayı çıkardı. Üzerinde Arapça olarak şöyle yazıyordu: “Kaziy Hanife, Şapsığların özgürlüğü için canını verdi”.
Kaziy Hanife ve Koceberdıko Muhammed’in özverili aşklarının hikayesi bu şekilde. Onlar kendi vatanlarının özgürlüğü için canlarını verdiler.
Koceberdıko Muhammed’in ağıtı (ğıbze) :
Къоджэбэрдыкъо Мыхьамэт игъыбз.
О уятэу Къоджэбэрдыжъыр
Егъаш1эм шышъхьамыгъаз,
Къымыгъазэу зязгъэук1ырэр
Къоджэбэрдыкъомэ я Мыхьамэт.
Т1опсапэ шыблэр щэгъуагъо,
Жьыубгъу лъыпсыр щегъачъэ,
Псыш1уп1э къалэр щекъутэ
Къоджэбэрдыкъомэ я Мыхьамэт.
Топ азартыр къытфахэзыщ,
«Къыхищыгъ» а1ошъ гуш1уак1ор къынэс,
Фэдэ мафэ къынэмысыжьэу
Къахьыжьрэр си Мыхьамэт.
У1агъэр зытырябгъащи,
Ордэ хьак1эщым зырябгъэщал1и.
— У1агъэр у1агъэ псынк1,
-О1ошъ, 1азэмэ зыкъяогъащх.
Мэк1э дэдэу тыкъэбгъэщхыпц1и,
Пэнапц1эу о уисэраир
Къошы джэгъогъумэ къызэхацунтхъэ.
Къошы-шыпхъумэ зызэхацунтхъэжьэу,
Абгъашъо зэлъырачыжьы.
К1эйдэсым сыкъызахаплъэк1э,
Пк1эгъуалэр чылэм къыфэчъэ,
Тенгызым къичъыгъэ къухьэр
Мыхьамэтым исымэджаплъ.
Зэшыпхъуиблыр къызэлъытэджымэ,
Дэнэгъо шъхьацыр къызэлъырачы,
Зипчъаблэр изычыжьыгъэр
Къоджэбэрдыкъомэ я Мыхьамэт.
Мыхьамэтым иныбджэгъубэм
Быракъыр зэлъагъэсысы,
Т1опсэдэсымэ япшъэшъэ дахэм
Гъэзэуатым гущтэ къыщаш1ы.
Ластычым хагъэш1ык1ыгъэр
Зэшыпхъуиблымэ яшъхьаш1опхык1,
Дэнэфэу зэк1оцыпхагъэр
Икъашъхьэм щязыгъэгощырэр
Къоджэбэрдыкъомэ я Мыхьамэт.
К1эйдэсым ятфыкъошъаомэ
Кублашъхьэр нэпсык1э къагъэшъу,
Мыдырык1ым итешъорысымэ
Сабый ц1ык1ухэр бгъэм щябгъахъу.
О пшыпхъоу Хьабибэ дахэр
К1эпщэ тесым къеогъэзэщ,
К1эпщэ ныщэу зэфащэсыгъэр
Хьаджэ – молэмэ зэбгыращыжь.
Пчэдыжьым инэфылъашхъом
Хьаджэ-молэмэ дыу1а къыщаш1ы,
Атэшыпхъоу Хьаджэзалихъым
Джэхашъор ищэджэгъуак1у.
Зек1ол1ышхэр къыдэмыхьажьымэ
Хьак1эщышхор хьак1эщ зэгъок1,
Зыкопкъышъхьит1у пхъэцэкъутагъэр
Къоджэбэрдыкъомэ я Мыхьамэт.
Инджылызэу к1эрэхъо дахэр
1адакъэм къык1яогъэчы,
Дунаир зэтезыгъэчырэр
Мыхьамэтым иныбджэгъуб.
Чэщыныкъом къупшъхьар хябгъэхэу,
Зышыпхъухэр зэтегъогэжьэу,
Пчэдыжьым хьадэу дахыщтыр
Къоджэбэрдыкъомэ я Мыхьамэт.