Kuzey Kafkasya ve Ukrayna arasındaki ilişkiler, bağımsız bir İçkerya’nın destekçileri için bireysel yetkililerin ve partilerin desteğinden, Çeçen savaşçıların işkence ve ağır cezalarla karşı karşıya kaldıkları Rusya’ya iade edilmesine kadar on yıllar boyunca değişti. Rus ordusunun 2022 yılında Ukrayna’yı işgal etmesinin ardından Ukrayna, İçkerya’nın bağımsızlığını tanıyan dünyadaki ilk parlamento oldu ve birkaç Çeçen gönüllü birliği ülkeyi savunmak için ayağa kalktı.
Kafkasya ile Kiev arasındaki ilişkiler gelişti ancak bu ne kadar sürecek?
Ortak talihsizlik vatansızlık
Ukraynalılar ve Kafkasyalılar arasındaki ilişkilerde iki yüzyıl boyunca belirleyici olan faktör, bir devletlerinin olmamasıydı. İmparatorluk merkezi, boyunduruk altındaki halkları kışkırtmak için hiçbir fırsatı kaçırmadı. Örneğin, Kafkas Savaşı’nda ( Ç.N. ) İmparator I. Aleksandr ve daha sonra I. Nikolay, günümüzde Krasnodar Kray bölgesinde yaşayan ve kökenlerini hala hatırlayan Zaporojya Kazaklarının torunlarının yardımına başvurdu.
Ancak Almanya’daki Freiburg Üniversitesi’nden Ukraynalı tarihçi ve oryantalist Mikhaylo Yakuboviç, Kuban Kazaklarının Ukraynaca konuştuklarına, ancak özünde Ukraynalı olmadıklarına inanıyor :
“Kazakları Ukraynalılıkla özdeşleştirmezdim. Zaporijya Siçi’inin 1775’te tasfiye edilmesinden sonra var olan her şey ya Rus yanlısıydı, ya Ruslaştırılmıştı ya da Rus Kazaklarıydı. Ukrayna’nın herhangi bir öznelliği yoktu, bu nedenle Ukraynalıların Çerkes soykırımına karıştığından söz etmek, sürgün edilmelerine müdahil olduklarını söylemek, Özbekleri Kırım Tatarlarının soykırımıyla suçlamak gibi bir şey olur.”
( O halde ) Stalin’in baskılarına katılanlar arasındaki Kafkasyalı soyadlarını da bu şekilde algılamalıyız. Tarihçinin görüşüne göre, Ukrayna bağımsızlığının ilk on yılında Kuzey Kafkasya’da olup bitenlerle fazla ilgilenmedi. Bunun nedeni her şeyden önce Avrupa’ya odaklanmış olmasıydı.
Halk diplomasisi
Ukrayna toplumunun tutkulu kesiminin ve Ukrayna bürokrasisinin Kafkasyalılara karşı tutumunu ayırt etmek gerekir. 1990’ların başında bürokrasinin önemli bir kısmı ofis kapılarındaki Sovyet tabelalarını Ukraynalı tabelalarla değiştirmekle yetindi. Ancak sağcı radikal siyasi parti Ukrayna Ulusal Meclisi – Ukrayna Halkının Öz Savunması (UNA-UNSO), bağımsızlıklarını ilan eden Abhazya ve Çeçenistan’da halk diplomasisini uygulayan ilk siyasi grup oldu.
Ukraynalı milliyetçiler 1992 yılında Abhazya’da Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü savunurken, üç yıl sonra Çeçenistan’da İçkerya’nın bağımsızlığını savundular. Parti artık Rusya’da aşırılık yanlısı olarak tanınmaktadır.
Ukraynalı şair ve muhalif Anatoliy Lupinos, Kafkas halklarının Rusya’dan bağımsızlığını savunan hareketin kilit isimlerinden biriydi. Eski bir Sovyet kampı esiri olan Lupinos, İçkerya cumhurbaşkanları Djokhar Dudayev ve Aslan Maskhadov’un yanı sıra Çeçen saha komutanı Şamil Basayev ile defalarca bir araya geldi. Lupinos hemşerilerini esaretten kurtardı ve yetim Çeçen çocukları Ukrayna’ya getirdi.
Anatoliy Lupinos tutuklandıktan sonra, 1971
Odessa’nın eski belediye başkanı, etnik bir Yahudi olan Eduard Gurvits de Ukraynalılar ve Çeçenler arasında güven inşa etmek için çok şey yaptı. Bağımsız İçkerya’nın destekçileri bu şehirde tatil yapıyor ve tedavi görüyordu; savaş nedeniyle Çeçenistan’ı terk etmek zorunda kalanlar da buraya yerleşti. Şimdi Odessa Ukrayna’daki en büyük Çeçen diasporalarından birine ev sahipliği yapıyor ve yakındaki Fontanka köyü halk arasında “Çeçen köyü” olarak anılıyor.
Bu arada Ukrayna’nın siyaset kurumu, Rus ordusundan zarar gören Çeçenlere karşı büyük ölçüde kayıtsız kaldı. Ukrayna makamlarının İçkeriya ulusal hareketin katılımcılarını Rusya’ya iade ettiği birkaç vaka oldu. Örneğin, 2018 yılında Ali Bakayev Ukrayna’ya uçtu ve sığınma başvurusunda bulundu. Ancak, Çeçenistan’daki bir Rosgvardiya birimine yapılan saldırıya ilişkin bir Interpol aramasıyla bağlantılı olarak havaalanında tutuklandı, daha sonra suçlamanın yanlış olduğu ortaya çıktı.
Orta Doğu Araştırmaları Merkezi (Kiev) müdür yardımcısı Serhiy Danilov, Kiev’in bu tutumunu SSCB’den ayrılırken üstlendiği taahhütlere bağlıyor :
“Ukrayna, eski Sovyet cumhuriyetlerinin egemenliklerinin ve toprak bütünlüklerinin tanınmasına dayanan Belovejskaya uluslararası ilişkiler sisteminin kurucularından biridir. Bu sistemde Ukrayna, Rusya Federasyonu’nun toprak bütünlüğünü tanımış ve Moskova’nın da kendisine benzer şekilde davranmasını talep etmiştir. Bu nedenle Kiev yönetimi uzun süre Çeçen özgürlük hareketinin karşısında yer aldı.”
2005-2010 yılları arasında Devlet Başkanı Viktor Yuşçenko döneminde Kiev, Çeçenlere tarafsız davranırken, Rusya yanlısı Viktor Yanukoviç iktidara geldiğinde Kadirovcularla dostluk başladı. Kadirov’un kişisel temsilcisi Ramzan Tsitsulaev Ukrayna’da ortaya çıktı ve ülke İçkerya’nın bağımsızlığını destekleyenler için tehlikeli hale geldi.
Gönüllüler: bir samimiyet testi
2014’te Rus saldırganlığı başladığında Tsitsulaev Rusya’ya sürüldü ve bağımsızlık için savaşan Çeçenler Ukrayna’ya gitti. Ukrayna’da savaşa hazır bir ordu olmadığı için yetkililer onlara yardım etmeye çalıştı. Böylece iki gönüllü Çeçen birliği ortaya çıktı: Muslim Cheberloevsky tarafından komuta edilen Şeyh Mansur Taburu ve İsa Munayev ve onun ölümünden sonra Adam Osmayev tarafından komuta edilen Dudayev Taburu. Sonuncusu Yanukoviç döneminde Rusya’ya iade edilmekten mucizevi bir şekilde kurtuldu – Ukrayna’nın bunu yapması Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından yasaklanmıştı. Osmayev Rusya’da Devlet Başkanı Vladimir Putin’e yönelik bir suikast girişimi hazırlamakla suçlanıyordu.
Ukrayna, Rus işgalinin ardından yaşadığı ilk şoku bir yıl içinde atlattı. Kiev yönetimi savaşın ilk aylarında Kafkasyalılara verdiği sözleri unuttu: Ukrayna vatandaşlığı ya da daimi oturma izni. Vatandaşlık verilmeyeceği belli olunca Çeçenler ve diğer Kafkasyalılar ülkeyi terk etmeye başladı. Geride kalanlar yasadışı göçmen oldular: cephede rahatsız edilmediler, ancak savaştan uzak büyük şehirlerde her zaman sınır dışı edilme tehlikesi vardı.
2018 yılında Şeyh Mansur Taburu savaşçılarından Timur Tumgoev Rusya’ya iade edildi. Suriye topraklarında yasadışı silahlı gruplara katılmak suçlamasıyla 19 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Daha önce işkence gördüğünü iddia eden Tumgoev, Suriye’ye hiç gitmediğini söyledi ve isnat edilen suçları inkar etti. Kısa süre sonra birlikten başka bir savaşçı, Ruslan Akiev, Moldova’ya iade edildi ve bir memuru öldürmeye teşebbüsten 7,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bu durum müttefiklerin birbirlerine olan güvenini yok etti.
Vladimir Zelenskiy’nin yaptırım uygulama kararı, Kiev’in Çeçen ortaklarına karşı attığı bir sonraki düşmanca adım oldu. 2021 yılında İçişleri Bakanlığı’nın önerisiyle Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi, oturma izinlerinin iptalinden banka hesaplarının bloke edilmesine ve mal varlıklarına el konulmasına kadar çeşitli yaptırımlara tabi olan yabancılardan oluşan bir “suç unsurları listesi” hazırladı.Listede savaşçı Muslim Cheberloevsky liderliğindeki Şeyh Mansur taburunun savaşçıları da yer alıyordu.
Savaştan siyasete
Şubat 2022’de Rus ordusunun Ukrayna’yı işgali, Kafkasyalı gönüllüler ile Ukraynalı yetkililer arasındaki ilişkiyi değiştirdi. Daha önce Çeçenistan ve Suriye’de savaşmış olan Çeçenler (Rustam Ajiyev ve savaşçıları) Ukrayna’yı savunmak için geldiler. Çeçen İçkerya Cumhuriyeti’nin ordu birliklerine katıldılar.
Kiev’deki İçkeryalıların siyasi kanadı, sürgündeki Çeçen İçkerya Cumhuriyeti hükümetinin başkanı Akhmed Zakayev tarafından temsil ediliyor. Zakayev, Şeyh Mansur taburu hariç, bağımsız İçkerya’yı destekleyen tüm birlikleri bir araya getirmeyi başardı. Zakayev düzenli olarak Ukraynalı politikacılarla bir araya geliyor ve savaşın gidişatı ve Ukrayna-İçkerya ilişkileri hakkında aktif yorumlarda bulunuyor.
Çeçen muhalefetinin diğer kanadı, Birleşik Güç hareketinin lideri ve İçkerya’nın ikinci cumhurbaşkanı Maskhadov’un oğlu Cembulat Süleymanov liderliğinde Ukrayna ile siyasi işbirliğini vurguluyor. Örneğin Süleymanov, Ukrayna parlamentosu üyeleriyle istişarelerde bulunuyor ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi toplantılarına katılıyor.
Suleymanov, verdiği demeçte Ukrayna’nın Kafkasya politikasının netlik ve tutarlılıktan yoksun olduğunu söyledi. Süleymanov’a göre bunun nedeni Kafkasyalıların kendi hedeflerini açıkça ifade etmemeleri ve bu hedefleri takip etmeye istekli siyasi hareketlerin bulunmaması.
Politikacı, “Ukrayna’nın Kafkasya politikası, Kafkas halklarının siyasi istekleri netleştikçe daha da netleşecektir” öngörüsünde bulunuyor.
Çeçen liderlerin uğraşları, Ekim 2022’de Ukrayna Parlamentosu’nun İçkerya’yı Rusya tarafından işgal edilmiş bir bölge olarak tanımasına katkıda bulundu. Ukrayna’nın Çerkes Soykırımını tanıması önerisi Çerkesler arasında bölünmeye neden oldu. Benzer bir karar Mikhail Saakaşvili’nin cumhurbaşkanlığı döneminde Gürcistan tarafından alınmıştı.
Geçici müttefikler mi yoksa ortaklar mı?
Rus işgali Kiev’i Kafkas direnişine daha da yakınlaştırdı. Ancak Kiev, Çeçenistan’dan gönüllüleri Rusya’ya iade etmesine izin veren, daha önce geliştirdiği olumsuz stereotiplerden ne ölçüde kurtuldu? Bu sorunun cevabı hem Kafkasyalılar hem de Ukraynalılar için önemli.
“Kafkasyalılar bugüne kadar Ukrayna’nın politikalarına karşı ortalama olarak duyarsız kaldılar. Birincisi, bu yakınlaşma girişimlerinin savaşla bağlantılı olduğunun farkındalar. İkincisi, böyle bir politikanın uzun vadede uygulanabilirliğine inanmıyorlar ve üçüncüsü, bu politikanın özü hala belirsiz,” diyor Jamestown Üniversitesi uzmanı Valery Dzutsati.
Dzutsati, Kiev’in Kafkasya’ya yönelik politikasının henüz oluşum aşamasında olduğunu ancak temelinin açık olduğunu söyledi: Bu politika anti-emperyalizm ve Rusya karşıtı.
Orta Doğu Araştırmaları Merkezi’nden Sergei Danilov, Ukrayna’nın Rusya’yı mevcut sınırları içinde bir devlet olarak tanımama yönünde uzun vadeli bir politika seçmesi gerektiğine inanıyor.
Danilov, “Kiev’in İçkerya’yı Rusya’nın yayılmasını kontrol altına almak ya da daha elverişli barış koşulları için pazarlık yapmak amacıyla bir durumsal araç olarak kullanmayacağının garantisi, Ukrayna’nın Rusya Federasyonu’na karşı daha ileri bir dekolonizasyon nesnesi olarak bir tutum benimsemesidir” dedi.
Ç.N. : Kafkas Savaşı tabiri Rusya resmi tarihi söylemidir. Bu söylem, sanki Kafkas halkları kendi aralarında savaşmış gibi bir algı oluşturmaktadır. Haber kaynağında bu şekilde belirtilmiştir.
Kaynak : Кавказ.Реалии