2024 yılı sonuna kadar Adıge Cumhuriyetin’de yer alan Lago-Naki platosunda eko-tatil köyü inşa edilmesi planlanıyor.
İlgili anlaşma 3 Haziran 2021 tarihinde St. Petersburg Ekonomik Forumu’nda Krasnaya Polyana şirketi genel müdürü Andrey Krukovsky ve Adıge Cumhuriyeti başkanı Murat Kumpilov tarafından imzalandı.
Eko-Tatil projesi Krasnaya Polyana şirketi, Turizm.RF şirketi ve Adıge Cumhuriyeti hükümeti işbirliği ile hayata geçirmesi planlanıyor. 36 km. uzunluğunda kayak pisti ve 3 bin yatak kapasiteli otelin yer alacağı tesisin, yılda yarım milyondan fazla misafir ağırlayabileceği belirtiliyor.
Murat Kumpılov, projenin cumhuriyetin ekonomisine büyük katkısı olacağını savunuyor. Kumplov daha önce yapmış olduğu açıklamaya göre bölge ekonomisinin %7 büyüyeceği, yıllık gelir hacminin 3,5 milyar ruble olacağı, cumhuriyetin konsolide bütçesine ek 400 milyon ruble gelir sağlayacağı, tesis ile ilgili sektörlere 0,5 milyar ruble ek gelir sağlayacağını ve 2.000 kişilik istihdam oluşturacağını belirtmişti.
Bölge UNESCO Dünya Mirası Listesinde
13 bin hektardan biraz daha fazla olan Lago-Naki platosu, 1992 yılında Adıge Cumhuriyeti hükümetinin kararı ile Biyosfer depolama alanı olarak görünen bu bölge Kafkas rezervine devredildi . Fişt-Oşten dağları depolama alanına başlangıçta dahil değildi, çünkü rezervin ana topraklarının bir parçasıydı ve daha yüksek bir koruma statüsüne sahipti.
Bölgede yürütülen yol-inşaat faaliyetleri ( Bkz. Putin’in kışlık sarayı koruma altındaki Adıgey dağlarında inşa ediliyor ) sonrasında UNESCO müdahil olmuş, bölgeyi incelemiş ve yaşanan doğa katliamına şahit olmuş, Rusya Federasyonu yetkililerinden açıklama talep etmişti. 2019 yılında Rusya Federasyonu hükümeti UNESCO’ya Lago-Naki platosunda inşaat faaliyeti yürütülmeyeceği sözünü vermişti.
Ancak 13 Mart’ta Rusya Federasyonu Başbakanı Mikhail Mişustin tarafından yayınlanan bir emre göre, Kafkas Rezervi ve Batı Kafkasya UNESCO Dünya Miras Alanı’nın bir parçası olan Lago-Naki platosu ve Fişt-Oşten sıradağlarında poligon oluşturulabileceği belirtildi. Yeni statü sayesinde burada turistik faaliyetler geliştirmek ve inşaat yapmak mümkün hale geldi.
Kafkasya ekolojik bölgesindeki WWF-Rusya temsilci ofisi direktörü Valery Shmunk, “Her iki bölge de UNESCO alanının sınırları içinde yer aldığından, Dünya Mirası Merkezi’nin karşı çıkabileceği herhangi bir faaliyet Rusya için imaj riski taşımaktadır” dedi.
Tkaçev karede yer aldı
Adıge Cumhuriyeti başkanı Murat Kumpılov, St. Petersburg Ekonomik Forumu’nda atılan imzalar sonrası sosyal medyada paylaştığı fotoğrafta eski Krasnodar Kray valisi Tkaçev’in yer alması dikkat çekti.
Soçi olimpiyatlarının düzenleneceği dönemde Krasnodar Kray valisi olan Tkaçev, Soçi’de yaşayan Çerkeslerin tepkilerini önleyebilmek adına Şehek’ey ( Kiçmay ) köyünü ziyaret etmiş ve asla gerçekleşmeyen bir takım şeyler vadetmişti.
Tkaçev yaptığı ziyarette Çerkes kültürünü ve varlığını övmüş, Soçi yerlisi Çerkeslere, Krasnodar Kray’ının yerli halkı statüsü verileceğini vadetmişti ancak bu hiçbir zaman gerçekleşmedi. Çerkes aktivistler, bölgede yaşayan Çerkeslere yerli halk statüsü verilmemesi neticesinde yerli halkın, hak kayıplarına uğradıklarına sık, sık dikkat çekiyorlar.
Doğa katliamına karşı çıkanlar ve sessiz kalanlar
Bölgede Putin’in kışlık sarayı için yıllar önce başlatılmış ve birçok sorunla karşılaşılmış inşaat-yol projesi için ekolojistlerin sundukları raporlar olayın boyutunu gözler önüne koyarken, çevre aktivistleri sürekli olarak projeyi protesto ettiler.
Ekolojistler ve çevre örgütleri hükümetin açıklamalarına güvenmiyor. Soçi olimpiyatları öncesinde de Rusya Federasyonunu yöneten en üst düzey yetkililerin dahi çevre ve doğaya zarar verilmeyeceği sözünün tutulmadığını, su kaynaklarının zarar gördüğü başta şimşir ormanları olmak üzere doğanın tahribata uğratıldığını söylüyorlar.
Çevre aktivisti Sergey Strogonov Lago-Naki platosunda yapılacak inşaatın, bölgedeki eşsiz doğayı yok edeceğini savunan ve yapılan hukuksuz işlere dikkat çeken bir imza kampanyası başlattı.
Şu ana kadar kampanya 42.000 destekçi buldu.
Buna rağmen başta Adıge Cumhuriyeti ve diğer Çerkes cumhuriyetlerindeki sivil toplum örgütleri ve Çerkes diasporası temsilcileri bölgede yaşanan gelişmelere sessiz kalmaya devam ediyor.
Ğuaze